Şimdi ucuz romanların
Fabrika sayfalarında taşan
Kelimeler kadar
Sahici ve basit
Özlemek seni.
Sen dediğim;
-özne mi sadece?-
Sen dediğim;
Hayat dediğim memleket
Dostum dediğim tüm kadınlar
Ve dahi ailem
Ve
Bir güzel sevgilim
Tamamı yani, düşlediğim.
Şehrin ve –diğer kentin-
Pastırma sıcağı mevsiminde
Trenlere doluşup, doluşup trenlerle
Emek taşıyan
Akşamüstleri ve güne müteakip
İşçilerim, emekçilerim
-hariç başbakandan,
Ziyade, kadın gibi adamlar,
Adam gibi kadınlar-
Onlar habersiz varlığımın şükreden bilincinden
Onlar gurbet kadar güçlü bir hayal
Yakan, yıkan ola ki yaşatan.
Dostum dediğim,
Haberleri geliyor sınırlardan.
Mekanik bir ses ulağı
Haber eden onları.
Dostum dediğim tüm kadınlar
-kadın gibi olmanın pis direnişleriyle-
Sergileniyorlar caddelerde.
Onlar hasret kadar hızla büyüyen bir hayal
Ve onlarla bir ve eksik ve tamamlanmamış
Yıllarla,
Paramparça yüreğim
Mürekkep ellerimle yazıyorum
Bende.
Ve bağırıyorum, sesimin en eylemci tiziyle,
Bahar gelememiş bu memlekette;
-yağmurlarla ve de-
Özlemek en ağır meziyettir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder